Sayfalar

27 Eylül 2014 Cumartesi

Yeni Yetme


Kahraman mı olmak derdin
Destan mı yazılsın istiyorsun ardından
Ve öldükten yıllarca sonra
Ve fosilleşen bedenini ziyaret mi etsinler.
Anlının çatına, utanılmadan söylenen
kelimedir kancık!
Sekiz mili metrelik bir dille
Geberip gitmedin mi sen?

Şimdi anlaşılmadığını düşündüğün bir dünyaya
Bu yazma, anlatma telaşı neden?
Gladyatörler gibi, arpa ekmeğin ve şarabın
Yağ bağlamalısın daha çok savaşacak meydan var,
Karnına alacağın yaraların,

Hangi taşın altına koyacaksın elini?
Acı çekmek en tatmin olduğun sevişme şekli
En hoşuna giden pozisyondur, hakaret.

Himmet verdiğin değilmidir?
kuruyana kadar
salladığı oyuncak,
bedenini minyatür bebek!


Annenin karnında ki koku hala burnunda değil mi?
Kan, revan parça parça geçmişin…
Ve sen tekmeledikçe
Annende öyle parçalanmıştı.
Gitti diye inkar ettiğin.

Yargılayacak çok adamın var
Ama mahkemesizdir er meydanın
Kararda suçlu, çıkmakta var.

Ne varsa değer verdiğin, bir bak
Onlardı seni yağmalayan
Çölde önü kesilmiş kervan misali
yoktu altınların...
Cariyelerin, anadan üryan.

İlk taciz edildiğin ve sustuğun
Konuşursan, taşlamakla tehdit eden
soğuk, iğrenç...
O kıllı el…

Kahraman mı olmak derdin?
Hadi söyle!
Hadi yürü, bakma geriye.
Hoyrat bir bahardı tanıdığın
Ve madara oldun, buluğ çağından yeni çıkmış
Erkekliği ilk sende tatmış,
Yeni yetmenin birine…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Etiketler